6 Eylül 2008 Cumartesi

Google da üst sıralarda olmak, SEO, pagerank, sandbox

Allah'a şükür HediyeDenizi.com uzun süredir google da hediye yazınca birinci sırada çıkıyor. Bu kolay ulaşılabilir bir durum değil biliyorum. Sık sık bunu nasıl başardığımız soruluyor.

Birkere bunu başarmak için yapılması gereken ilk şey. "Zaten yapılması gerekeni yapmaktır". Yani gerçekten aranacak kelimeyle ilişkili bir site olmak. Bunla ilgili linkler almak. Bunla ilgili özgün içerik oluşturmak. Bundan sonrası gelecektir.

Google gerçekten zeki bir makine. Sitelere gelen trafiğin % 95 i arama motorlarından geliyor, onunda %90 ı google zaten :) O'nu yanılmak gerçekten çok zor. Zaten kolay yanılsa bu kadar başarılı olamazdı. Bu sebeple efendi efendi sitenizle uğraşmak onu geliştirmeye çalışmak gerçekten yapılacak en akıllıca şey.

Ama yine de google ın robotlarının sizin farkınıza varmasını sağlayacak bir takım düzenlemeler yapmanız gerekebilir. Yada var olan performansınızı ona göstermeniz gerekebilir. Buna basitce SEO ( search engine optimazation, arama motoru optimizasyonu) deniyor.

Tabii google bu işi başarabilmek için bazı prensipleri baz alıyor.

Mesela ne kadar eskiyseniz o kadar iyisinizdir diye düşünüyor. ( ayakta kaldığınıza göre )
Mesela ne kadar iyiyseniz o kadar sık ve uzun süreli gezilirsiniz diye düşünüyor.
Mesela ne kadar iyiyseniz o kadar sık güncellenirsiniz diye düşünüyor.
Mesela ne kadar iyiyseniz insanlar sizi o kadar çok biririne tavsiye eder ve duyurur diye düşünüyor.


ve bu gibi onlarca parametreyi harmanlayıp size bir değer biçiyor. Buna da "pagerank" deniyor.

İşte yinede onun algoritmasını çözmek için uğraşanlar az değil, temel mantık olarak bu yukardaki şeyleri yapmadan kolay yoldan yapmış gibi görünmeye çalışıyorlar. Bunları fazla abartanları da google fark ederse sadece bir kaç sayfa geri atarak cezalandırıyor buna da "sandbox" artık o satten sonra denizde bir kum olduğunuzdanmıdır nedir. Bu gibi çalışmalar hakkında bir kaç makaleyi aşağıda size veriyorum. Meraklısı okusun. Tekrardan benim tavisyem.

Google ın en kötü çalışanı doktora sahibi er geç bu yanıltmaları tespit için bir çözüm bulacaklardır. Bu yanıltıcı çalışmalar hep kısa süreli başarılar olarak kalacaklardır.

Google da üst sıralarda çıkmak için, ve orada uzun tatlı bir ömür sürebilmek için. Zaten yapılması gerekeni yapmak yapılacak en akıllıca şeydir.


Söz konusu makaleler,

http://www.site-bul.tr.gg/No_Problem.htm#prnedir
http://www.erkutercan.com/blog/?p=25
http://www.webhatti.com/arama-motorlari-ve-optimizasyonlari/97-google-da-ust-s-ralarda-c-kmak.html
http://www.seoteknikleri.com/



Bu verileri teşhis etmek için üzretsiz araçlar sunan dünayca meşhur başlıca siteler.
http://www.seochat.com/
http://www.iwebtool.com/
http://www.seologs.com/
http://www.internetbaron.de/

3 Eylül 2008 Çarşamba

HediyeDenizi.com resmi doğum günü ve trafik verileri.

Sevgili sitemizin, resmi doğum günü ve trafik bilgileri hakkında ufak bir pragraf yazmak istedim.

http://www.hediyedenizi.com/ sitesi 14 mart 2005 den beri yayındadır.

Bu sebeple bu günü sitemizin resmi doğum günü ilan ediyorum.

Aynı tarihte olmasada türk patent enstitüsünden de marka tescili HediyeDenizi.com olarak yapılmıştır. Domainler ve markalar Hediye Denizi İnternet Hizmetleri ltd. Şti. firmasına aittir.

Uzun bir süredir Google Pagerank 4

Google rehberinde yeri ( directory ) Alışveriş > Çok Çeşitli Ürünler


Alexa.com verilerine göre rank ( alexa özel sıralaması ) 50.000 lerde.

Alexa.com rehberinde ( directory ) yeri Top > World > Türkçe > Alışveriş > Çok Çeşitli Ürünler


Dmoz.org rehberinde yeri World: Türkçe: Alışveriş: Çok Çeşitli Ürünler



Günlük trafiği yaklaşık 10-15 bin tekil ziyaretçi.

30 bin üye bir okadar da taraftarı var.

Resmi bloğu http://www.bloghediyedenizi.blogspot.com/

En populer sayfası Sen doğduğun gün neler oldu sayfası.



Kendisi Türkiye'nin en büyük hediye sanal mağazası

Google da hediye yazınca da birinci çıkar :) hep öyleydi.



http://www.facebook.com/profile.php?id=1426385293

http://www.facebook.com/group.php?gid=25908542938

facebook'la da arayı iyi tutmaya çalışıyoruz :)

2 Eylül 2008 Salı

Çok güzel üç hikaye ve üç ders.

Ben Ali Haydar Ünsal'dan aldım telifi varsa o versin hesabını...


1.Hikâye
Kavak Ağacı ile Kabak
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
1.Ders: Çalışmadan emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Her işte alın teri ve emek şarttır.


2. Hikâye
En iyi Buğday
Her yıl yapılan "en iyi buğday" yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.
2. Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.


3. Hikâye
Geleceğini biliyordum…
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti,
-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
-Değdi, dedi, gözleri dolarak, -değdi…
-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim içim.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum…
3. Ders: Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir.



Söz
"Her sabah Afrika’da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir.
Her sabah Afrika’da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.
Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur."
Afrika Atasözü